• https://api.whatsapp.com/send?phone=05521012184
  • https://www.twitter.com/@kifsamer
  • https://www.instagram.com/psikologizzetgullu
  • https://youtube.com/@psikologizzetgullu
Algı Tamircisi
www.izzetgullu.net
BİR TERAPİ HİKAYESİ
17/02/2015
Yaşı 20... Çocuksu bir kalbi, yufka gibi yüreği olan ancak uğradığı haksızlık nedeniyle öz amcasını bir türlü affedemeyen genç bir delikanlı! İftiraya uğramış! Sonra gerçek açığa çıkmış ancak neye yarar! Okulu yarıda bırakmış! Nasihate o kadar yatkın ki! Can kulağıyla dinliyor! Duyduğu bir iki cümle için yerinden kalktı, masaya yaklaştı ve "Ne kadar güzel cümle, bunu bana yazar mısınız" dedi. Bu cümleyi amcasına karşı kendisini savunmak için kullanacağını söyledi.

Psikiyatriye de gitmiş, ilaç vermişler. Depresyon tanısı konulmuş! Bir başkası ise anksiyete demiş! Ama ilaç kendisini daha kötü etmiş, bırakmış! "Abi beni manyak gibi etti ya" diyerek anlatıyor. Birisi "Bu çocuk hasta değil, bir de psikoloğa götürün" demiş!
 
Amcamı öldüreceğim abi diyordu sürekli! Çocuksu ve masum görüntüsü bir yana, oldukça inanmış görünüyordu buna! Bunun doğru olmadığını ifade ettiğimde "Niye, IŞİD de bir sürü kişiyi öldürüyor" şeklinde cevap verdi. Bir örgüt genç bir zihinde nasıl bir karşılık buluyor, insan bunu anlıyor o an! "Rapor alır, kurtulurum" diye inanıyordu. Anlaşılan hapisten çekiniyordu. Rapor alamayacağını, bunun eskisi gibi kolay olmadığını anlattım. İkna oldu. "Kötü ya" dedi. Hayalleri adeta suya düşmüştü. Umudunu amcasının ölümüne bağlı görüyordu.
 
"Zaten epeyi yaşında, bırak doğal yoldan kendisi ölür zaten" dediğimde benim de çocuksulaştığımı fark ettim bir an! "Ne kadar daha yaşar ki abi" diye sordu! "En fazla 3 - 5 yılı kalmıştır" deyince "Çok ya" dedi yine. Umudu bir serçe kanadı kadar hassastı, kırılgandı! Bu arada gençlere karşı en etkili terapi samimi bir kalple yapılmış sıcak bir sohbettir.
 
Bir süre hapishane yaşamını betimledim! Ciddi misin diyordu ara ara! Sanki düşündüğü elim eylem planı sonrası için fazla bir zihni hazırlığı yoktu. Belki de rahat edebilmesi için muhtaç olduğunu düşündüğü eyleme engel olarak gördüğü için kaçıyordu bugüne dek bu farkındalıktan, kim bilir. İknaya yatkın bir gençti.
 
Demir kapılardan, kapalı duvarlar arasında geçecek senelerin zorluğundan, 15 - 20 sene daracık bir odada ve bir - iki kişiyle birlikte yaşamanın sıkıntılarından, kendisi içerdeyken dışarıda kaç bahar, kaç mevsim geçeceğinden ama kendisi için hiçbir şeyin değişmeyeceğinden, tüm bunların bilumum güçlüklerinden vs. dem vurdum!
 
"Amcam yine beni döverse fakat vücudumda yara falan da olmazsa rapor alamaz mıyım" dedi peşinden. Tekrar çaresizlik kaplamıştı tüm dünyasını! Yara olmasa da, psikolojik olarak örselendiği için yine rapor alabileceğini, bundan sonra harekete geçmek için dövülmeyi, hele hele yaralanmayı asla beklememesi gerektiğini hatırlattım, anında şikayet etmesini salık verdim.

Birden gözleri parladı, "Tamam bu çok iyi oldu, sağol abi" dedi. Yara bere oluşturan bir şiddet görmezse şikayet edemeyeceğini zannediyor, bu sebeple bir çok hakareti, tehdidi, hatta dayağı si neye çekmeye kendisini mecbur hissediyordu besbelli ki. Bunlar ise amcasına olan hıncını, intikam duygusunu biliyor; içindeki öfke ve çaresizlik duygusu büyüdükçe büyüyordu.
 
Tehdit bile olsa şikayet et, ihmal etme diye tembihledim. "Abi ya şikayetten sonra geri köye gelince beni yine döverse" diye sordu! "Ne kadar ceza verirler ki" dedi. "Bu günlerde şiddet konusu gündemde, ciddiye alırlar, bakarsın 6 ay içeri bile atarlar" diye cevap verdim. "Azmış abi, ben 6 sene tahmin ediyordum, keşke daha çok olsa cezası" dedi, ürkek bakışlarıyla birlikte çocuksu başı usulca öne düşerken!
 
Annesi de biliyordu ama bu sözlerini çocukça bir hayal gibi görüyor, anlaşıldığı kadarıyla pek ciddiye almıyordu. Oysa ummadık taşın kaç kere baş yardığı hayatın karşımıza sıkça çıkardığı yaman bir gerçekti.
 
Anneye bunu anlattım. Ne kadar anne de ikna olmuş görünse, gerek köye gitmeyerek gerek amcasıyla konuşarak bir çözüm bulacağını söylese de sanki tam da olayın idrakinde olmayan bir görünümle, aklı iki arada bir derede olarak çıktı kapıdan. Telefonlarını aldım. Telefonumu verdim. Her fırsatta mutlaka aramasını özellikle vurguladım. Belki bu şekilde zamana yayılmış serbest bir destekle olası olumsuz gelişmeler önlenebilir diye düşünerek...
 
Bu sebeple hep söylüyorum: İçine insanlık, faydalı olma şevki, insan sevgisi girmeyen, sadece katı ve soğuk bir profesyonellik zemininde işleyen bir yardım çoğu zaman sonuçsuz kalıyor.
 
Belki de bu 20 yaşında ama 5 yaşındaki bir çocuk kadar saf, masum, iyi niyetli ve şekil almaya, ikna olmaya açık genç yarın öbür gün o güne dek içinde biriktirdiklerinin basıncına yenik düşecek ve bir suça bulaşacak... Biz ise koşulları, çevreyi, şartları, öyle veya böyle ancak bir şekilde rolü olan insanları vs. önemsemeden sadece bu genci konuşacağız belki de o gün! 


1725 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Birkaç Fikri Kırıntı - 26/12/2023
Sabahın beşinde
LAİKLİK DİNSİZLİK MİDİR - 24/12/2023
.
Yerli Selefiler Milli Robot Yapmış - 03/02/2023
Hatalı Kandil Algısı - 26/01/2023
Kandil Var mı Yok mu?
Son Risale Dersi - 23/01/2023
Buldum Deme, Hep Ara
Şu Zamanda Akla Kurt Düşürmenin Önemi - 22/01/2023
.
Niyet Ettim Kırbaç İçin Namaz Kılmaya - 22/01/2023
Allah Dışı Kaygılara Kulluk Ettirmek
Mutsuz İnsan Projesi - 21/01/2023
.
Ruhlarımızdaki Şeriat Çatışması - 19/01/2023
Şeriat Yok Diye Yanacak Yıyız?
 Devamı