• https://api.whatsapp.com/send?phone=05521012184
  • https://www.twitter.com/@kifsamer
  • https://www.instagram.com/psikologizzetgullu
  • https://youtube.com/@psikologizzetgullu
Algı Tamircisi
www.izzetgullu.net
KUTSAL OLANA HURAFE BULAŞABİLİR Mİ
01/10/2014
"Kur'an tek kaynak olunca ortaya dengeli, mutedil, akl-ı selim, basiretli, hikmetli, sevgi ve saygı dolu, hoşgörülü; diğer kaynaklar din olunca ise ortaya asık suratlı, asabi, katı, tutucu, akla değer vermeyen, ayrımcı, hizipçi, kin dolu, hoşgörüsüz yani bir ucu Afganlı, Taliban, IŞİD türü dünya alemi dinden - diyanetten nefret ettiren anlayışlara kadar varabilen dindarlık tipleri türüyor. Bunlar meşruiyetlerini ve motivasyonlarını Kur'an dışı kaynaklardan, onların din edinilmesinden alıyor. Bu husus bu yüzden çok önemlidir. Dindarlığı hangi kaynağın belirlediği çok hayatidir. Dinin kaynağı dindarlığın tipini belirler. Kur'anın inşa ettiği bir dindarlık Allah'ın buyurudğu gibi itidal çizgisinde (vasat ümmet) tutar; diğer ara kişi, kaynak ve yapıların inşa ettiği dindarlıkta ise kişiler ya ifrat ya da tefrit çizgisine kayar. Ya köşelerinde atıl bir biçimde tesbih çekerler, dindarlığı bir köşeye çekilmek zannederler ya belli özel durumları abartarak radikalizme vs. kayarlar. En azından önemli bir bölümü."

"Kutsal olana hurafe bulaşmaz. Kur'ana bulaştı mı? Kutsal olanı Allah korur! Hurafe bulaşmış ise o korunmamıştır. Korunmamış ise onun dinde bir hükmü ve değeri yoktur"


Allah: "Sadece sana vahyolunana uy" diyor. 
Bu ne demektir? 
Din sana indirilendir, sen sadece buna uymakla sorumlusun! 
Bunun dışındakiler din değildir. 
Din ilahi olandır. 
İlahi olan sadece sana indirdiğimizdir. 
Hem senin sadece elçi olman da bu yüzdendir zaten!

Kur'an: "Onların çoğu ancak zanna uyar" 
Ne demektir bu? 
Din işinde kesin bilgi esastır, zan din değildir! 
Zaten bu yüzden Kur'an korunmuştur. 
Bu yüzden Kur'an dışı sözler vs. peygamberimiz döneminde tıpkı ayetler gibi hemen yazıya yani kayda geçirilmemiştir. 
Öyleyse zanna yani kesin olmayan habere, görüşe, yoruma, bilgiye uyma! Çünkü bunlar din değildir. 
Bunları din kabul etmek Allah'ın bu emrine açıkça tavır almaktır. Bu apaçık ayeti bu şekilde yok saydıktan, aleni hükmünü (zımnen) inkar ettikten sonra tüm hadisler sahih olsa ne yazar senin için, olmasa ne! Bu acıklı durumda senin işin artık sadece Allah'a kalmıştır!

Sahih Hadisler Kaynaktır ama? Sahih dedikleriniz ne kadar sahih? En sahih kitapta bir çok akla ziyan hadis var. Bu neyi ispat eder? Demek ki sahih demekle sahih olmuyor! Hem sahih olsa ne olur? Allah sadece sana indirilene uy derken velev ki bu hadislerin bir kısmı sahih olsun! Bu onları yine de dinin kaynağı yapmaz! Çünkü din sadece peygambere vahiy yoluyla indirilendir. Bu durumda sahihti, değildi tartışmasının bir manası var mıdır? Kaldı ki sahih, Ravisi sağlam, silsile, tetkik... dendiği halde en sahih kitapların bile içinde onlarca akla ziyan hadis varsa bu sahih olgusunun hiç de sahih olmadığını ispat eder. Bu durumda onlara kesin peygamberimizden diyemeyiz. Kesin olmayan şeyin adı zandır. Onu din kabul etmeye Allah'ın verdiği sıfat ise zanna uymaktır.

Tekrar ediyorum: Velev ki bazı sözler sahih de olsa bunlar dinin kaynağı olamaz. Çünkü din sadece Allah katından indirilendir. Peygamberimiz din hakkında Kur'an dışında ekstra şeyler söylemeye yetkili değildir. Bu durumda bazı sözleri peygamberimize isnat etmeye çabalamanın manası yoktur. Onun din hakkında dedikleri zaten sadece ve sadece Kur'andır çünkü! Din hakkında Kur'anı tebliğ ve sadece ona uymak dışında bir misyonu yoksa ona ait olan sözler aramanın anlamı nedir? Allah öyle istiyor, öyle olmak zorundadır. Bu durumda dinde sanki peygamberimiz de ayrı bir din ve vahiyden ayrı bir hüküm tesis etmiş gibi bir mantıkla ikinci bir kaynak aramaya kalkışmanın mantığı yoktur.

Hadisleri sahih kılıp dinde kaynak olarak görmeye devam etmek isteyenlerin esas amacı halihazırdaki geleneksel yapıyı, mevcut din telakkisini yaşatabilme kaygısıdır. Çünkü zanna ve rivayete, hurafeye dayalı olan, büyük ölçüde Kur'andan ayrı ve uzak düşmüş olan, hatta indirilen dinin önüne geçmiş bulunan bu din algısı ancak hadislere dayanarak yaşayabilir. Bu yüzden hadislerin sahih sıfatı ile peygamberimize dayandırılması, bunlara kutsiyet izafe edilmesi lazım gelir. Sadece Kur'an kaynak olduğunda bu Kur'an dışı geleneğin yaşayabilmesi mümkün değildir. Onun yaşayabilmesi için zanna, rivayete vs. gerek vardır.

Aksi halde Kur'an dinde zorlama yoktur derken dinden çıkan nasıl mürtet ilan edilebilecek!... Aksi halde "Allah bu kitabı sadece temiz akıl sahipleri anlar" derken dini saltanata çevirmek isteyenler "Dini sadece derin ilim ehli (yani bizler demektir bu) anlar" nasıl diyebilecek, deseler bile hadisler kaynak sayılmaz sa bu gibi Kur'an dışı hususlara insanları nasıl ikna edebilecekler! Kur'an tek kaynak olursa Allah'ın buyurduğu gibi, "Siz sadece tebliğ edin, hidayet Allah'tandır" denildiği halde nasıl telkinle, baskı ile, zorlama ile herkes mutlaka dindarlaştırılmaya çalışılabilecektir ki... Aksi halde Allah ihtiyaçtan arta kalanı infak edin derken 1/40 yeterlidir nasıl diyeceklerdir? Böylece nefislerini nasıl ilah edinebileceklerdir? Buna Kur'an izin verir mi hiç? Aksi halde "Sen anlamını anlamazsın, kafan karışır, sen yüzünden oku, ne kadar okursan o kadar sevap alırsın" diyerek kitleleri ilahi mesajdan nasıl uzak tutabileceklerdir? Diriler için geleni uyarmak için gelen bir kitabı nasıl ölülere sevap sağlama kitabına dönüştürebileceklerdir? Böyle olmayınca kendileri nasıl ruhban sınıfına yükselebileceklerdir?

Bunlar ve çok daha fazlası tıpkı Allah ve peygamberimiz gibi "Dinde tek kaynak Kur'andır" ... "Sen sadece sana vahyedilene uy..." denildiğinde mümkün değildir! Uydurulan dinin yaşatılabilmesi için "içinde kendisine tek bir referans bulamadığı Kur'ana alternatif bazı kutsal dayanakla"r gereklidir. Hadis dinin kaynağıdır ısrarı bu yüzdendir. Hadisi inkar eden sapıktır dedikleri halde kendileri işlerine gelmeyen hadisleri hemen sahih değil diyerek reddetmeleri ve sahih dedikleri yığınla hadisle amel etmemeleri de (mesela keçi sidiği içmek gibi) ayrı bir paradokslarıdır. Misvak kullanmak, sakal uzatmak amenna ama bunlara gelince yok say! Hani sahih hadis dinin kaynağıydı, hepsine birden, hiç birini ayırt etmeksizin uysanıza ya? Kendileri diledikleri hadisleri yok sayabilirler, mahzuru yoktur; ancak bunları başkası kabul etmediğinde o sapık olur... Bir sözün sahih olup olmadığının ölçüsü zanlarıdır. Hangi sahihle amel edip etmeyeceklerininki de keyifleri. Ne ilginç... Peygamberimiz sadece Kur'ana uydu! Böyle diyeni, onun gibi yapmaya çalışanı şimdilerde sapıklıkla suçluyorlar. Ayrıca peygambere de... diyorlar. Sanki peygamberimiz Kur'an dışı bir kişiydi gibi. "Onun ahlakı Kur'andı" O yaşayan Kur'an değil miydi? Öyleyse onun gibi yaparak, onu referenas alarak, onun izinden giderek sadece Kur'ana uyanlar peygamberimize uymuş olmuyor mu?

En iyi korunması gereken, 100.000 kişinin aynı anda dinlediği Veda Hutbesi bile günümüze iki - üç ayrı formatta gelmiş ise gerisi iyi korundu, ravisi sağlamdı vs. demek ne kadar inandırıcı olabilir? Birilerinin uydurduklarına yahut ekleme ya da çıkarma yaptıklarına din (dinin kaynağı) demek dine en büyük iftiradır.

Son olarak tekrar ediyorum: 
 
Şayet Kur'an Allah sözü ise... 
 
Kur'an korunmuş diye inanıyorsak... 
 
Allah sık sık peygamberimize (haliyle bizlere) sadece sana vahyolunana uy diyorsa... 
 
Vahiy olan sadece ayetler yani Kur'an ise... 
 
Allah din sadece Allah'ındır ve sen ancak elçisin diyerek din işine peygamberimizi dahi ortak etmiyorsa... 
 
Öyleyse hala ilgili konudaki apaçık ayetlere göz kapayıp onlarla alenen çelişmek, onları alenen inkar etmek pahasına ısrarla hadis demekteki anlayış ne kadar da ilginç?
 
Madem peygamberimiz Kur'an dışında, onla çelişen, ona ekleme yapma ya da onu eksiltme manasında yeni (ekstra) bir şeyler söylemedi, söylemez de... O madem sadece kendisine indirilene tabi olmakla emrolundu! Öyleyse yeni bir şey bulunacakmış, peygamberimiz dine aldığı Kur'an dışında da yeni şeyler katmış gibi bir mesaj vererek sahih vs. hadis aramanın anlamı nedir? "Kur'ana uyuyorsa alırız" demenin mantığı var mıdır? Kur'ana uyuyorsa zaten o uyan husus -kıyaslanıp da uyduğuna hükmedildiğine göre- demek ki Kur'anda var demektir! Yok uymuyorsa zaten kabul etmiyorsunuz!
 
Dinin kaynağı dediğiniz sözleri bazen kabul ediyor bazen de ne güzel inkar edebiliyorsunuz! Öyleyse bu saçmalıklara, dini bu kadar çelişkili, mantıksız, saçma göstermelere ne gerek vardır? Hristiyanlara "Matta, Markos, Luka, Yuhanna diye sizin dört kitabınız var, sizin dininizin bozulduğu bakın buradan belli" derken onlara "Sizin de Buhari, Müslim, Tirmizi, Sünen-i Davut ve Kur'an diye tam 5 kutsal kitabınız var, ne haber" demelerine neden yol açıyorsunuz? Öyleyse Peygamberimiz gibi yapsak, onu rehber edinsek, tıpkı onun gibi yaparak onun uyduğuna uysak doğru olmaz mı?

"Hadisi sünnet, sünneti de vahiy yaptılar. Öyle bir noktaya vardılar ki en büyük mezhep imamlarından birisi sünnet vahyi nesheder bile dedi. Akılla vahiy çelişirse akıl tercih edilir diyen saygın alimler de çıktı! Hatta bazı alimlerce "Hadislerin Kur'ana olduğundan çok Kur'anın hadislere ihtiyacı vardır" bile denilmiştir. (Mustafa İSLAMOĞLU)




1192 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Birkaç Fikri Kırıntı - 26/12/2023
Sabahın beşinde
LAİKLİK DİNSİZLİK MİDİR - 24/12/2023
.
Yerli Selefiler Milli Robot Yapmış - 03/02/2023
Hatalı Kandil Algısı - 26/01/2023
Kandil Var mı Yok mu?
Son Risale Dersi - 23/01/2023
Buldum Deme, Hep Ara
Şu Zamanda Akla Kurt Düşürmenin Önemi - 22/01/2023
.
Niyet Ettim Kırbaç İçin Namaz Kılmaya - 22/01/2023
Allah Dışı Kaygılara Kulluk Ettirmek
Mutsuz İnsan Projesi - 21/01/2023
.
Ruhlarımızdaki Şeriat Çatışması - 19/01/2023
Şeriat Yok Diye Yanacak Yıyız?
 Devamı