• https://api.whatsapp.com/send?phone=05521012184
  • https://www.twitter.com/@kifsamer
  • https://www.instagram.com/psikologizzetgullu
  • https://youtube.com/@psikologizzetgullu
Algı Tamircisi
www.izzetgullu.net
BAZI PARADOKSLAR VE GELENEKÇİLERE MÜHİM SORULAR
26/11/2016
İmanın 6 şartı vardır:
Allah'ın varlığına ve birliğine
Meleklerine
Elçilerine (elçi oluşlarına)
Kitaplarına
Ahiret gününe
Kaza ve kaderin, hayır ve şerrin Allah'tan olduğuna inanmaktır. (Hayır Allah'tan tamam da şer nasıl Allah'tan oluyor? Başınıza gelen her kötü iş yapıp ettikleriniz dolayısıyladır denmiyor mu Kur'anda?)
Dikkat edin: Burada hadislere, sünnete iman şartı var mı? Sadece elçilere yani peygamberlerin elçi (haberci) oluşlarına iman şartı var! Kendilerinin de dinde hüküm kaynağı yani paralel otorite oluşlarına iman şartı yok!
Kelime-i Tevhid Mesela:
Allah'tan başka ilah yoktur. Hz. Muhammed Allah'ın elçisidir. Bakın burada da hadislere ve sünnete iman şartı yoktur. Sadece Hz. Muhammed'in elçiliğine iman şartı vardır.
Kelime-i Şehadette de aynı:
Allah'tan başka ilah yoktur. Hz. muhammed O'nun kulu ve elçisidir. Burada da aynı! Peygamberle ilgili olarak iman edilmesi gereken husus sadece kul ve haberci oluşudur.
Peygamber sadece elçi değil ise, iman edilmesi şart olan başka ek sıfatları da bulunuyorsa neden bu sıfatları kelime-i şehadetin içine koymamışlar acaba? Bu ek sıfatlara iman gerekli ise kelime-i şehadete iman eden nasıl müslüman olabiliyor?
Tekrar soruyorum: Kelime-i şehadete iman eden müslüman olmuyor muydu? Öyleyse utanıp sıkılmadan nasıl oluyor da "Peygamber sadece elçidir, başka sıfatı yoktur" demeyi iman sorunu olarak gösterebiliyorlar?
Dinin ikinci kaynağı sünnet ise sünnet bu denli önemli olmalıdır! Bu denli önemli olan bir şey nasıl sünnet olur, farz olması gerekmez mi? Dahası, dinin ikinci kaynağı olacak derecede önemli olan bir şey imanın şartları arasında nasıl bulunmaz?
Bu arada İslamın şartları arasında neden sadece ibadetler bulunur da dürüstlük, yalan söylememek, salih amel gibi ahlaki ilkeler bulunmaz? İslam elçisi din için "İslam güzel ahlaktır" demiyor muydu?
Yine yalan söylemek, emanete hıyanet etmek, sözünde durmamak münafıklık alameti sayılır, malum! Münafıklığa alamet olacak derecede önemli olan şeyler de dikkat edin, hep ahlakla ilgili şeyler. Ahlak bu denli önemli yani! Peki münafıklığa alamet olacak derecede önemli görülen bu ahlaki ilkelerden tek bir tanesi dahi İslamın şartları arasında neden yer almaz? İslam sadece ibadet (ruhbanlık) dini midir?
İmanın ve İslamın şartlarını Kur'an değil, rivayetler belirlerse olmaz!
Bunlara ve daha böyle onlarca çelişkiye hiç şaşırmamak gerekiyor.
Çünkü bunlar "Bu Kur'an tek doğru yola iletir" ayetine rağmen sadece Kur'anın doğruya ulaştırmayacağına inanan, hatta bu yola sapıklık diyenler! Kur'anla sapıklığı yan yana getirebilenler.
Bunlar Allah "Biz dini kamil manada tamamladık" dediği halde dinin vahiyle eksik kalacağına inananlar! Dinleri 1400 yıldır bir türlü tamam olmayanlar!
Bunlar "Kur'anda hiç bir eksik bırakmadık" dendiği halde "Kitapta her şey yok ki" diyenler!
Bunlar Allah'ın "Biz açıkladık, kolaylaştırdık, detaylı" dediği bir kitap için "Zordur, ilim olmadan olmaz, elçi ve ulema açıklar" diyenler.
Bunlar Allah'ın "Düşünüp öğüt almanız için indirdik" dediği bir kitabı asırlarca sadece Arapça okutanlar, "Anlamanız yani öğüt almanız şart değil, size sevabı yeter" diyenler.
Bunlar "Dirileri uyarmak için yolladık" denilen bir kitabı yüzyıllarca mezarlıklarda ölülere okutanlar!
Bunlar Allah "İhtiyaçtan fazlasını verin" dediği halde "Kırkta bir" diyenler!
Bunlar Allah "Celde" dediği halde "Recm" diye hükmedip sonra da "Hüküm sadece Allah'a aittir" ve "İndirilenle hükmetmeyenler kafirlerdir" diyerek ona buna nutuk çekenler!
Bunlar "Sizi kıyamet günü Kur'andan soracağız" dendiği halde "Sadece Kur'anla ahirete hazırlanan kaybeder" diyenler yani Kur'anın ifadesiyle Allah'a kendi dinini öğretenler.
Bunlar Allah'ın "Gerçekte bir değeri yoktur, sakının" dediği rivayetleri ve görüşleri yani zan ve tahminleri (kuruntuları) dinin ana kaynağı haline getirenler!
Bunlar sadece vahye uyması istenen elçiyi ve hiç bir ayrıcalığı olmayan ulemayı hüküm yetkisine, dolayısıyla da bir hükümler manzumesi olan dine ortak edenler.
Dolayısıyla yukarıda anlattığım paradokslara da şaşırmamak gerekiyor.


875 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Birkaç Fikri Kırıntı - 26/12/2023
Sabahın beşinde
LAİKLİK DİNSİZLİK MİDİR - 24/12/2023
.
Yerli Selefiler Milli Robot Yapmış - 03/02/2023
Hatalı Kandil Algısı - 26/01/2023
Kandil Var mı Yok mu?
Son Risale Dersi - 23/01/2023
Buldum Deme, Hep Ara
Şu Zamanda Akla Kurt Düşürmenin Önemi - 22/01/2023
.
Niyet Ettim Kırbaç İçin Namaz Kılmaya - 22/01/2023
Allah Dışı Kaygılara Kulluk Ettirmek
Mutsuz İnsan Projesi - 21/01/2023
.
Ruhlarımızdaki Şeriat Çatışması - 19/01/2023
Şeriat Yok Diye Yanacak Yıyız?
 Devamı