• https://api.whatsapp.com/send?phone=05521012184
  • https://www.twitter.com/@kifsamer
  • https://www.instagram.com/psikologizzetgullu
  • https://youtube.com/@psikologizzetgullu
Algı Tamircisi
www.izzetgullu.net
1400 SENE SONRA ORTAYA ÇIKAN KORKUNÇ GERÇEK
02/02/2016

"O kendi kafasından konuşmaz! Onun konuşması ancak bildirilen vahiyledir" (Necm 3-4)

Malum, dinimizde hadis ve sünnet denilen Kur'an dışı iki kaynak söz konusudur!

Bir yana bu iki kaynağı, diğer tarafa da yukarıdaki ayeti koyun! Bu durumda şu üç olasılıkla karşı karşıyayız!

1) Ya elçi (haşa) vahiysiz de konuşmuştur!

2) Ya (haşa) hadisler de vahiydir!

3. Ya da hadisler peygamberimize yapılan "Vahye sadık kalmadı, kendi kafasından da konuştu" şeklinde korkunç bir iftiradır!

Birinci seçeneğe ihtimal dahi veremeyiz! Aksi halde Allah'ın haşa yalan söylediğini, peygamberimizin vahye sadık kalmadığını iddia etmiş oluruz!

Öyleyse önümüzde iki seçenek kalmaktadır:

Ya hadisler de (haşa) vahiydir ya da hadisler peygamberimize, "Vahiysiz de konuştu" diye iftira etmektir.

İkinci olasılığı ele alalım:

Hadislerin vahiy olması imkansızdır. Çünkü bu durumda şu soruların cevaplarının verilmesi gerekecektir ki bu imkansızlık derecesinde güçtür.

Madem hadisler de vahiy ise neden daha düne kadar ayet ve hadis diye bir ayrım yapıldı?

Neden hadisler kendi arasında kutsi hadis ve klasik hadisler olarak ikiye ayrıldı? Geleneğin yaptığı bu ayrım da gösteriyor ki hadislerin kutsi diye tanımlananları dışındakiler ilahi kaynaklı (vahiy) değil! Öyle ya, madem tüm hadisler kutsi ise (paralel vahiyse) neden sadece bir bölümüne kutsi hadis dendi?

Tek başına bu ayrım bile hadislerin sadece bir kısımının vahiy olarak görüldüğünün, geri kalan daha büyük bir bölümünün ise vahiy olarak görülmediğinin ispatıdır. Necm 3 ve 4'e göre elçi vahiysiz de konuşamaz malum! Öyleyse hadis demek ne demektir?

Madem hadisler de vahiy ise niçin vahye göre ikinci derece kaynak sayıldı? Allah'ın sözleri arasında birinci derece kaynak - ikinci derece kaynak diye bir sınıflama yapılabilir mi?

Neden namazda hadis okunamaz mesela?

Neden hadisler Kur'an gibi korunmadı? Allah kendi sözlerinin bir kısmını hemen korumaya aldırırken geri kalan sözlerini ihmal mi etti haşa?

Neden bu hadis denilen paralel vahiyler ayetler gibi Kur'anın içine alınmadı da dışarıda tutuldu?

Neden Allah kıyamet günü sadece Kur'andan hesaba çekeceğini söyledi? İki vahiy arasında öz vahiy - üvey vahiy ayrımı olur mu? Allah yolladığı vahyin bir bölümününden haşa sonradan vaz mı geçti? Allah kıyamet günü sormayacağı bir vahiy yollar mı?

Daha da önemlisi niye daha düne kadar ayetlere Allah sözü, hadislere de vahiy yerine peygamber sözü dendi?

Evet! Tekrar ediyorum:

Madem hadisler de vahiy ise bunlara niçin asırlardır hadis dendi, peygamber sözü dendi?

Allah'a ait olan bir vahye peygamberin sözü demek affedilecek bir şey midir?

Bu durumda gelenek çıkmalı ve bizlerden "Ya bilememişiz, yeni öğrendik" diyerek ya da "Size yalan söyledik" diyerek açıkça özür dilemelidir!

Aksi halde 1400 sene sonra gelen bu "U" dönüşünün Necm 3-4 gerçeği karşısında mecbur kalınan zoraki bir manevra olduğunu düşünmemize mani olamayacaklardır.

Velhasıl vahim sonuç:

Nereden bakarsanız bakın durum çok feci!

Korkunç bir gerçekle karşı karşıyayız!

Bırakın diğer ayetleri, sadece Necm 3-4 ayeti tek başına ispat etmektedir ki hadis demek, sünnet demek "Peygamberimiz ilahi buyruğa uygun davranmadı, vahiysiz de yani kendi kafasından da konuştu" diye peygamberimize iftira etmektir!

...

"Andolsun her şeyi açıklayan kitaba" (Zuhruf 2)

"Biz kitapta hiç bir şeyi noksan bırakmadık" (Zuhruf 44)

"Tehdidimden korkanlara bu Kur'an ile öğüt ver" (Kaf 45)

"Rabbinizden size indirileni izleyin, O'ndan başkalarını dost edinerek izlemeyin! Ne kadar az öğüt alıyorsunuz" (A'raf 3)

"Aralarında Allah'ın indirdiğiyle hükmet, onların arzularına uyma" (Maide 49)

"Yoksa sizin bir kitabınız var da oradan mı ders çıkarıyorsunuz" (Kalem 37)

"Eğer Peygamber bize bazı sözler izafe etmeye kalkışsaydı, elbette onu bundan dolayı kıskıvrak yakalardık; sonra da onun şah damarını keser atardık. Hiçbiriniz buna engel de olamazdınız (Hakka 44/47)

"Müşrikler az kalsın seni, indirdiğimiz vahyin dışına çıkarıp adımıza başka sözler uydurmanı sağlıyorlardı. Eğer bunu başarabilselerdi seni dost edineceklerdi." (İsra 73) Elçinin vahyin dışına çıkamayacağı açık değil mi? Elçiyi yaşarken vahyin dışına çıkaramayanlar dini elçinin vefatından sonra Kur'anın dışına çıkardı!

"Benden Kuran dışında hiçbir şey yazmayın. Kim benden Kuran dışında bir şey yazmışsa imha etsin." (Müslim, Sahihi Müslim Kitab-ı Zühd, Hanbel, Müsned 3/12, 21, 33)

"Allah elçisinden sözlerini yazmak için izin istedik, bize izin vermedi." (Tirmizi, es-Sünen, K. İlm, sayfa 11)

Hadisler zandır! Çünkü Buhari'nin güvenilir dediği 400 raviye arkadaşı ve öğrencisi Müslim güvenilmez derken, Müslim'in güvenilir bulduğu 600 raviyi Buhari güvenilir bulmamıştır!

"Doğrusu onlar zandan başka bir şeyin ardına düşmüyorlar ve onlar sadece yalan söylüyorlar" (Yunus 66)

"Kahrolsun o zan ve tahminle yalan söyleyenler"(Zariyat 10)

KUR'ANA GÖRE ELÇİNİN GÖREVİ

"Elçinin görevi ancak bildirmektir" (Maide 99) - "Ey Muhammed deki: Ben sadece beşer bir elçiyim" (İsra 93) - "Onların üzerinde zorlayıcı değilsin" (Kaf 45) - "Sen öğüt ver! Çünkü sen ancak öğüt verensin" (Gaşiye 21) - "Yüz çevirirseniz bilin ki, elçimize düşen sadece apaçık duyurmadır" (Tegabün 12) - "Sadece, tehdidimden korkanlara Kur'an ile öğüt ver" (Kaf 45) - "Biz seni şahit, uyarıcı ve müjdeleyici olarak gönderdik" (Fetih 8) - "Sana düşen sadece duyurmaktır" (Şura 48) - "Sen onların üzerinde vekil değilsin" (Zümer 41) - "Resullere düşen açık bir tebliğden başkası değildir" (Nahl 45) - "Sana düşen şey ancak tebliğ etmektir" (Ali İmran 20) - "Senin görevin mesajımızı duyurmaktır" (Rad 40) - "Senin görevin buyruklarımızı onlara açıkça duyurmaktan ibarettir" (Nahl 82) - "Ey Muhammed seni müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik" (İsra 105) - "De ki: Ey insanlar ben sizin için sadece açık sözlü bir uyarıcıyım" (Hacc 49) - "Ey Muhammed: Biz seni sırf uyarıcı ve müjdeleyici olarak gönderdik" (Furkan 56) - "Peygambere düşen apaçık bir tebliğden başka bir şey değildir" (Ankebut 18) - "De ki: Ben ancak apaçık bir uyarıcıyım" (Ankebut 50) - "Sen sadece bir uyarıcısın" (Fatır 24) - "De ki: Ben sadece bir uyarıcıyım" (Sad 65)

Elçinin görevinin sadece iletmek olduğu bu kadar açıkken iletmediği yani vahiy olmayan şeyler nasıl dinimiz oldu?

ELÇİYE İTAATSİZLİĞİN ADINA ELÇİYE İTAAT DEMEK

"O hükmüne kimseyi ortak etmez" (Kehf 26) ayetini okuyup da daha üzerinden beş saniye bile geçmeden "Peygamberimiz buyurdu ki... Filanca hazretleri buyurdu ki..." diyerek elçiyi ve ulemayı hükme / dine ortak eden bir ümmetiz!

Elçi "Ben sadece bana vahyedilene uyarım" (En'am 50) derken "Sadece vahiy olmaz" demek elçiye itaat değil; itaatsizliktir. Elçiye itaat elçi gibi yapmakla olur. Gelenek bunu bile çarpıtmış, bu itaatsizliği elçiye uymak olarak yansıtmıştır.

SON SÖZ

Peygamberimizin tek kaynağı Kur'andı!

Senin Kur'an dışında kaç kaynağın var?

Hani senin rehberin peygamberimizdi?

Hayır!

İslam; Allah'ın, elçisi ve ulemayla ortaklaşa kurduğu bir şirk/et dini değildir!

İslam; sadece Allah'ın söz / yetki sahibi olduğu bir tevhit dinidir!

İtikadını Çek Et
www.dinsadecevahiydir.com



1145 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Birkaç Fikri Kırıntı - 26/12/2023
Sabahın beşinde
LAİKLİK DİNSİZLİK MİDİR - 24/12/2023
.
Yerli Selefiler Milli Robot Yapmış - 03/02/2023
Hatalı Kandil Algısı - 26/01/2023
Kandil Var mı Yok mu?
Son Risale Dersi - 23/01/2023
Buldum Deme, Hep Ara
Niyet Ettim Kırbaç İçin Namaz Kılmaya - 22/01/2023
Allah Dışı Kaygılara Kulluk Ettirmek
Şu Zamanda Akla Kurt Düşürmenin Önemi - 22/01/2023
.
Mutsuz İnsan Projesi - 21/01/2023
.
Ruhlarımızdaki Şeriat Çatışması - 19/01/2023
Şeriat Yok Diye Yanacak Yıyız?
 Devamı