• https://api.whatsapp.com/send?phone=05521012184
  • https://www.twitter.com/@kifsamer
  • https://www.instagram.com/psikologizzetgullu
  • https://youtube.com/@psikologizzetgullu
Algı Tamircisi
www.izzetgullu.net
SEBEBİ NÜZUL ADLI ALGI OYUNU
23/08/2014
BİR YOBAZ DİYOR Kİ
 
Bu ayet (sizden ücret istemeyenlere uyun ayeti) peygamberlere uyun manasında dır. tefsir oku arkadaş kafana göre yorum yapma..bununla birlikte peygamberimizin feth edilen yerlerde dini yaymak için görevlendirdigi valiler hazineden geçim haklarını alıyorlardı.yemen valisi muaz bin cebel 
Kufe de sadece dini yaymak için görevlendir abdullah ibni mesut ve diğer büyük sahabeler gibi ...
Kuran hakkında yorum yapma selahiyetini kim verdi sana. Allahtan kork
 
...
 
Bu yobaz zihniyete göre Allah'ın kitabı eksik ve muğlaktır, herkes kitabı okuyunca anlayamaz. Kur'an teknik bir uzmanlık dalıdır, bir meslektir. O mesleğin uzmanları vardır. Kur'an herkese değil önce onlara inmiştir, oradan ancak halka inmiştir. (Aracı sınıf olmayınca olmaz. Allah kitabında sürekli "ey iman edenler" diyerek herkesi muhatap almış, önemi yoktur. Burada kast edilen ey alimlerdir aslında... Alimlerin anladıkları yani zan ve tahminleri halkın kitabı olabilir en fazla)
 
Mustafa İSLAMOĞLU kim ki Kur'anı herkes anlayamaz der bilin ki o şeytanın ta kendisidir diyor bu gibiler için. O yüzden tefsire yani birilerinin beşeri görüş ve çıkarımlarına (Kur'anın ifadesiyle zan ve tahminlerine) uymak, onları baz almak gerekiyor. Allah Kur'anı sıkıntılı, eksik, muğlak ve kapalı yollamış, şükürler olsun ki bazıları çıkmış da tefsir vb. yollarla bu handikapları gidermiş!
 
Bu yobaz zihniyetin ikinci oyunu sebebi nüzul adlı algı oyunudur. Böylece bir ayetle bildirilen ve ilgili bir olay vesilesiyle ifade edilmiş olsa bile hüküm ve ilke olarak evrensel mesaj taşıyan anlamları daraltır, ilgili olayla sınırlı algılar, öyle anlaşılmasına çalışırlar. 
 
Yukarıda yobaz zihniyetin tipik bir temsilcisi, "Onlardan ücret istemeyenlere uyun" ayetini Muaz bin cebel olayıyla sınırlandırıyor. Yani bu zihniyete göre Allah ücret istemeyenlere uyun demiş ama bu sadece muaz bin cebel kastedilerek, ilgili olay için denilmiş. Vermek istedikleri, demeye çalıştıkları şu: Bu öğüt ve emir o olayla ilgili, günümüz için geçerli değil...
 
Demek Allah o gün için ücret istemeyenlere uyun diyorken günümüz için bunu kastetmiyor. Demek ki o gün için ücret isteyenlere uyulması riskli ama bugün için değil... Bu yobazlığın içine düştüğü ve Kur'anı da, ayetlerin manasını da, gerçekleri de katleden zihniyeti iyi okumak ve bunları her fırsatta deşifre etmek gerekiyor. Namaz, içki gibi hemen ehr ayetin bir sebebi nüzulü vardır lakin bunları ilgili olay, zaman ve devirle sınırlı algılamazlar; lakin işlerine gelmedi mi o ayetin kapsamını hemen ilgili olayla ve ilgili devirle sınırlandırıverirler. 
 
Misvak için o dönemin koşulları gereği... demezler mesela... Bunu günümüze de dayatırlar lakin ayete geldi mi anlamını daraltır, kapsamını sınırlar, bir devre hapsederek günümüze bakan yönünü neshederler. 
 
Sözgelimi, "Dinde zorlama yoktur" ayeti de bir sebebe binaen inmiştir. Bu sebep olgusu, Kur'anın bir seferde toplu bir kitap olarak değil de 23 yıla yayılarak peyder pey inmesinin hem hikmeti hem de bir sonucudur. Ama, fakat, lakin denilerek te'vil ve tefsir edildiğinde zanlar ilahi mesajın önüne geçer, böylece ayetin manası daraltılmış, anlamı sınırlandırılarak esas mesaj tahrif edilmiş olur. Allah bir kayıt düşmediği, dinde zorlama yoktur diyerek din konusunda her türlü zorlamayı kastettiği çok açık olduğu halde bu şekilde mesaj, kapsam, bağlam ve hedef saptırılır. Bu da kitabı tahrif etmenin bir başka metodudur. Hristiyanlar kitabı metinleri değiştirerek tahrif etmiştir. Bizde ise aynı tahribat sadece direkt aktarılması gereken saf ve ilahi mesaja beşeri yorumlar katma şeklinde yapılmıştır. Sonuçta her ikisi de aynı kapıya çıkmış, ikisinde de olan gerçeğe olmuştur.

Sonuç olarak elbette ki her ayetin inmesine vesilen olan bir sebebi nüzul vardır lakin bu o ayetin manası sadece ilgili olayla sınırlı demek değildir. Bu, ilgili olay vesilesiyle benzer tüm durumlar için mesaj demektir. Bir ayeti sadece indiği yer ve olayla sınırlı algılamak Kur'anın zaman öteliği özelliğine aykırıdır, anlamını daraltarak manasını ve asırları kuşatan nesnel ve evrensel mesajını tahrif etmek demektir.
 
"Ayetinde Kendilerine apaçık deliller geldikten sonra parçalanıp ayrılığa düşenler gibi olmayın. İşte onlar için büyük bir azap vardır." (Âl-i İmrân  / 105 )

"Yeryüzünde olanların çoğunluğuna uyacak olursan, seni Allah'ın yolundan saptırırlar. Onlar ancak zanna uyarlar ve onlar ancak 'zan ve tahminle yalan söylerler." En'am / 116

 


1359 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Birkaç Fikri Kırıntı - 26/12/2023
Sabahın beşinde
LAİKLİK DİNSİZLİK MİDİR - 24/12/2023
.
Yerli Selefiler Milli Robot Yapmış - 03/02/2023
Hatalı Kandil Algısı - 26/01/2023
Kandil Var mı Yok mu?
Son Risale Dersi - 23/01/2023
Buldum Deme, Hep Ara
Şu Zamanda Akla Kurt Düşürmenin Önemi - 22/01/2023
.
Niyet Ettim Kırbaç İçin Namaz Kılmaya - 22/01/2023
Allah Dışı Kaygılara Kulluk Ettirmek
Mutsuz İnsan Projesi - 21/01/2023
.
Ruhlarımızdaki Şeriat Çatışması - 19/01/2023
Şeriat Yok Diye Yanacak Yıyız?
 Devamı