• https://api.whatsapp.com/send?phone=05521012184
  • https://www.twitter.com/@kifsamer
  • https://www.instagram.com/psikologizzetgullu
  • https://youtube.com/@psikologizzetgullu
Algı Tamircisi
www.izzetgullu.net
TASAVVUF VB. EKOLLER HAKKINDA KRİTİK UYARI
14/09/2013
Hüsnü niyet her zaman sonucu önleyemez! Bu nedenle sadece niyet değil; akıbet de çok önemlidir. Hele mesele kutsal din meselesi ise!

Kanaatimce tasavvuf vb. ekoller; zaten dine ait olan güzellikleri ayrı bir kavramsallaştırmayla dinden adım adım koparma, böylece zaman içinde dinin içini boşaltma, sanki bazı önemli hususlar dinde değil de bu ekol içinde varmış gibi bir algı oluşturma sonucuna hizmet eder!

Sorun bir şeyin dinin içinde olup olmadığı değildir sadece; sorun dinin içinde olan bir hususun ayrı bir kavramla dile getirilmesindedir. 

Söz konusu insan olduğunda algı her şeydir. Hatta insan için algı gerçeğin bizatihi kendisinden bile daha fazla önemlidir. Çünkü insanlar dış dünyadaki nesnel gerçeğe değil; bu gerçeklikle ilgili olarak zihinlerinde oluşmuş yahut oluşturulmuş algılara göre tepki verirler.

Yapılan her işin, ortaya konulan her uygulamanın aynı zamanda bir algı inşa ettiğini iyi bilmeli, bu inşanın nasıl ve ne yönde olduğunu önemseyerek çok titiz olunmalı, bu sürecin mesuliyeti hakkıyla idrak edilmelidir.

Tasavvufun vs. zaten dinin içinde duran bir uygulama olması bu sonucu değiştirmez!

Tasavvuf ayrı bir sistem getirmiyorsa, zaten dine ait gerçeklikler ve argümanlar kullanıyorsa -ki öyledir- bunlar sadece özünde değil kavramsal düzeyde de sadece dine ait gerçeklikler olarak kalmalı; başka isim, ad ve sıfat altında dile getirilmemelidir. Dinin bütününe ait olan olgular sadece dinin içindeki bir ekole mahsus unsurlarmış gibi yansıtımamalı, bu sonuca varıp dayanacak olan algısal bir sürece yol açılmamalıdır.

Dine ait hususlar sadece din ve İslam sıfatıyla dile getirilmelidir. Sadece dine ait olması gereken bu tanımlama hakkına başka sıfatlar ortak edilmemelidir. 

Şu noktaya dikkatleri çekmek istiyorum:

Meselenin hayati nitelikli psikolojik boyutu gereği karşı olduğum ve itiraz ettiğim husus tasavvuftaki uygulamalar değildir; bunun tasavvuf adında ayrı ve yeni bir sıfat altında kavramsallaştırılmasıdır!

Tasavvuf olarak nitelenen hususlar şayet yeni icatlar değilse, bunlar zaten dinde varsa sadece din yahut İslam sıfatı ile zikredilmeli, adeta ayrı bir anlayışa veya ekole has işlermiş gibi mesaj veren, böyle bir algı oluşturan bir tanımlama ve isimlendirme yapılmamalıdır. Unutmayalım ki algı bozulursa yaşayış da bozulur!

Kopuş ve ayrılış önce kavramlarla zihinlerde inşa olur!

Kavramsallaştırma zihinlerde kopuş inşa eden en sinsi operasyondur!

"Bu, tasavvufta var"; "şu, tasavvufta şöyledir" yerine, "Bu, dinde var"; "şu, İslam'da şöyledir" demek varken ayrı bir kavramsallaştırmaya neden ihtiyaç duyulur?

Bu tür uygulamalar ve tanımlamalar; kavramların masum birer tanımlama işi olmadığını, zamanla zihin inşa ettiğini, zihnin ise usul usul kopararak ayrı dünyalar ve farklı klanlar kurduğunu, din içinde birbirinden uzak toplumsal kalıplar ve inanç grupları ördüğünü bilmemenin ürünüdür.

Dediğimin doğru olup olmadığını anlamak için sadece bu satırların üzerinde düşünülmesi bile, hatta mevcut uygulamanın sonuçlarına bakılması dahi yeterli olacaktır. İslam halinin bölük pörçük hali ortadadır!

Bir tasavvuf ehli diyor ki: "Tasavvuf, dini kurallardan ibaret robotik bir sistematikten çıkarıyor. Kurallar önemli ama insan ruhuna kazandırdıkları daha önemli."

Yani dini ve ibadetleri robotiklikten çıkarıyormuş, bunu tasavvuf sağlıyormuş. Demek ki tasavvuf yetişmeseymiş imdada din (haşa) eksik, özellikle de sakıncalı dindar ve ibadet tipi üreten sistem olarak kalacakmış. Dinin bu sakıncalı sürecini sonradan icat olan tasavvuf önlemiş! 

Zaman içinde ortaya çıkan bakış açısını ve son derece tehlikeli olan din ve dindarlık algısını görebiliyor musunuz! 

Ne yazıktır ki din algısında ve uygulamasında psikolojik gerçekliklere fazla dikkat edilmiyor.

Belli sebeplerle din adı altında bazı uygulamalar başlıyor; zamanla öyle bir noktaya geliyor ki oluşan yapı ve işleyen süreç ilk çıkışındaki amaçla taban tabana zıt sonuçlara hizmet eder hale gelebiliyor. Bunun çok örneği bulunuyor!

Mesela insanları cem eden / toplayan yer demek olan camiler zamanla hızla çoğalıyor, aynı mahalledeki Müslümanları bile küçük küçük gruplar halinde bölen; evet toplaması gereken, adı bile toplayan yer demek olan camiler tam tersi Müslümanları küçük gruplar halinde birbirinden uzak tutarak koparan bir yer haline gelebiliyor.

Çünkü Allah'tan başka hepimizin hata yapabilme ihtimali vardır. Peygamberler dahi zaman zaman hata yapabilmişlerdir; sadece günah işlememişlerdir. Bu da çok karıştırılır genellikle. Günahsız yerine hatasız denilir! Peygamberimiz bir tutumu nedeniyle Kur'anda ikaz bile edilmiştir mesela. Peygamberimiz ben de sizin gibi sadece bir beşerim demiştir. Burada zaman zaman bazı insani hatalar yapabileceğine işaret etmiştir.

Hal böyleyken dinin farklı yorum tarzlarını tabulaştırma, bunların mutlak ve asla yanlış olma ihtimali bulunmayan uygulamalar gibi görme huyundan vazgeçmeliyiz.

O yüzden içinde olduğumuz uygulama modellerini sorgulamalı, Allah'ın sık sık ifade ettiği, "Akıl etmiyor musunuz, ...Hiç düşünmüyor musunuz, ...Ya ataları yanlış yolda iseler" türü ikazlarını bir parça olsun kendi üzerimize almaya çalışmalıyız!

Allah Kur'anda sadece ehli kitap mensuplarını, puta tapanları veya mecusileri değil; belki onlardan daha fazla biz müslümanları ikaz ediyor!

Ancak çok azımız bunları kendi üzerimize alıyoruz!

Hepimiz en doğru yolda kendimizi sanmanın ferahlığı içinde yaşayıp gidiyoruz!



3145 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Birkaç Fikri Kırıntı - 26/12/2023
Sabahın beşinde
LAİKLİK DİNSİZLİK MİDİR - 24/12/2023
.
Yerli Selefiler Milli Robot Yapmış - 03/02/2023
Hatalı Kandil Algısı - 26/01/2023
Kandil Var mı Yok mu?
Son Risale Dersi - 23/01/2023
Buldum Deme, Hep Ara
Şu Zamanda Akla Kurt Düşürmenin Önemi - 22/01/2023
.
Niyet Ettim Kırbaç İçin Namaz Kılmaya - 22/01/2023
Allah Dışı Kaygılara Kulluk Ettirmek
Mutsuz İnsan Projesi - 21/01/2023
.
Ruhlarımızdaki Şeriat Çatışması - 19/01/2023
Şeriat Yok Diye Yanacak Yıyız?
 Devamı