• https://api.whatsapp.com/send?phone=05521012184
  • https://www.twitter.com/@kifsamer
  • https://www.instagram.com/psikologizzetgullu
  • https://youtube.com/@psikologizzetgullu
Algı Tamircisi
www.izzetgullu.net
HERKES GERÇEKLERİ YAZAMAZ & OKUMAK ÇOK RİSKLİ BİR İŞTİR
10/11/2013
Bir gazetecinin yahut yazarın hangi konuda neleri ve nasıl yazacağını öncesinden kestirebiliyorsanız o yazar miadını doldurmuş demektir. Ülkemiz bu tipte yüzlerce yazarla doludur.

Gerçekleri en çıplak haliyle, asla kalem eğip bükmeden yazabilmek çok zordur. Çünkü bu işin önünde her birisi dağ gibi olan nice engeller vardır. Üstelik de bu engelleri bir sefer aşmak da yeterli olmaz; sürekli yenilenen engelleri her seferinde aynı başarıyla aşabilmeniz lazım gelir. Bu engellerden tek bir tanesine bile takılma şansınız yoktur çünkü birine dahi takılmanız düşmeniz, derken bulunduğunuz noktadan hızla kayarak uzaklaşmanız için yeterlidir.

Basiret ve feraset nuru... Gerçeği yazmak için gerçekleri tüm çıplaklığıyla görebilmek gerekir. Bu çoğu insanın başarabileceği bir şey değildir. Bu feraset, basiret, hikmet, iz'an, insaf, derin bakış açısı, sağlıklı algısal şema, birikim gibi çok yönlü meziyetler gerektirir. Bunların bir kısmı çok çalışmakla vs. kazanılabilir lakin bazıları Allah vergisidir; verilmedi mi verilmez insana!

Diğer mani aşırı sevgidir. Bir görüşü yahut hizbi aşırı seviyorsanız da gerçeği olduğu gibi yansıtabilmeniz zorlaşır. Sevginizin sürekli itidal bir çizgi üzerinde olması, sürekli bu dengede kalması gerekir. Birçok olayın, olgunun ve gelişmenin sizi ya yakınlaştırmak için çektiği yahut da uzaklaştırmak için ittiği bir dünyada bir duyguyu sürekli aynı çizgide tutabilmek de çok zordur.

Alışkanlık... Bu da bir diğer engeldir. Bir kişiyi yahut görüşü / hizbi çok sevdiğinizde ister istemez olumlu yanlarını yazıp çizmeye başlarsınız. Bu ise bir süre sonra sizde alışkanlık yapar. Bu oluşan alışkanlık yapısını kırıp da her seferinde tarafsız ve gerçekçi şeyler yazabilmeniz, alışkanlığın çektiği yana kayma yapmadan sürekli gerçeğin arkasında ve dimdik, dümdüz durabilmeniz birkaç kez mümkün olsa bile çoğunlukla olmaz; bu iş zorlaşır.

Cesaret... Gerçeği olduğu gibi yazmak herkes için birkaç kez mümkün olabilir. Lakin bu işi sürekli yapabilmek cesaret ister. Çünkü çoğu meselenin önünü ve arkasını yerleşik sistemden nemalanan statüko çarkları çevirmiştir. Gerçekleri yazmak her seferinde bu sistemin - statükonun ön ya da arka tekerlerine çomak sokmak anlamına gelir. Çoluk - çocuk, para - pul, makam - mevki, şuan yahut gelecek korkunuz varsa gerçekleri olduğu gibi yazabilmek adeta imkansız bir hal alır.

Gözü kara olmak... Gerçekleri olduğu gibi yazmak ne İsa'ya ne Musa'ya yaranmak demektir. Ortada, her tarafa eşit mesafede durmayı yani yalnızlığı göze almaktır. İftiralara, dayatmalara, zorlamalara, telkinlere pabuç bırakmamak, asla ve bir an bile eyvallah etmemek gerekir. Bu sebeple gerçekleri olduğu gibi, ilk bakışta gördüğü gibi yazan kişi çok nadirdir.

İrade... İradeli olmak da bir başka zorluktur. Çünkü içinizdeki duygular sizi sürekli bir yana doğru çağırır. Bir konuda gerçekçi olmanız bir kesim lehine üç - dört yazı yazmanıza yol açmış ise şayet hemen o yönde duygular kabarır; sizi sürekli o yöne doğru kışkırtır. Buna direnebilmek, oluşan bu güçlü eğilimden soyutlanıp da tam orta noktadaki yerinizi tekrar alabilmek için duygularınızı doğru okumanız ve sapasağlam bir iradeyle "hayır" diyerek bulunduğunuz tarafsız bölgede dimdik kalabilmeniz gerekir. Bu ise sapasağlam bir irade ister.

Olumlu gibi görünen olumsuz örnekler... Gerçekleri yazıyor dediklerimiz bile gerçekleri yazmıyordur aslında. Sağdan bakınca yalan yanlış şeyleri, soldan bakınca gerçek görünenleri yazıyorlardır genellikle. Yahut bunun tam tersi... Sağı eleştirenler için gerçekçi olan solcu yazardır; solu eleştirenler için gerçekçi olan sağcı yazarlar... Ama her yazarın belli bir dünya görüşü vardır; her şeyi oradan bakarak algılıyordur.

Dünya görüşü... Dünya görüşü de gerçekleri olduğu gibi yazabilmede engeldir. Günümüzde belli bir dünya görüşü olmayan kişi sayısı yok denecek kadar azdır hatta böyle kişi yoktur bile denilse yeridir. Bir dünya görüşünüz varsa meseleleri ister istemez o dünya görüşü çerçevesinden görmeye mahkumsunuz demektir. Günümüzde dünya görüşünün olması olmazsa olmazmış gibi kabul edilir, hatta öyle ki bu teşvik dahi edilir. Bunun aksi anormal gibi kabul görür! Böylece ortaya gerçekleri sahip olunan dünya görüşleri çerçevesinde görmeye yatkın bireyler çıkar. Oysa bazen gerçekler bu pencereden bakınca görülemeyecek kadar uzakta olabilir.

Velhasıl gerçekleri olduğu gibi görebilmek, gördüğünüzü gördüğünüz gibi yazabilmek çok zor bir iştir. 

Gerçekleri olduğu gibi yazmak şartlanmalardan, fanatik tarafgirliklerden, bağnazlıklardan, vicdansızlıklardan korur. Ruhun bu gerçek özgürlüğü tarifsiz bir duygu ve haz verir sahibine. Zihinleri açar, algıları geliştirir, özgün bakış açıları sunar. Aksi halde katı, koyu, şartlanmış müntesipler; dolayısı ile sömürüye ve suistimale açık yeni abonelikler meydana getirir. Kalpleri katılaştırır, görüş açılarını daraltır, özgünlükleri budar, vicdanların ferini söndürür, zihinsel üretimleri engeller.

Bu önemi nedeniyle okumak sırf okumak olduğu için değerli değildir. Dahası okumak anlatılan yönü nedeniyle çok riskli bir iştir aslında! Çünkü sizi bahsini ettiğim bu iki sonuçtan birisine savurur zamanla. Sizi bu iki uçtan birisi yönünde şekillendirir; farkında dahi olmadan! Siz de nasıl şekillendiyseniz hayatı ona göre algılar, ona göre yaşarsınız! Şekillenmek hayatı algılama biçiminzden tutun sözkonusu hayatı yaşamanıza kadar her şeyinizi etkiler.

SONUÇ 

Size okumayı değil; tarafsız, özgür ruhlu, neyi öncesinden nasıl yazacağını tahmin edemediğiniz kişileri okumanızı tavsiye ediyorum! 

 



3336 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Birkaç Fikri Kırıntı - 26/12/2023
Sabahın beşinde
LAİKLİK DİNSİZLİK MİDİR - 24/12/2023
.
Yerli Selefiler Milli Robot Yapmış - 03/02/2023
Hatalı Kandil Algısı - 26/01/2023
Kandil Var mı Yok mu?
Son Risale Dersi - 23/01/2023
Buldum Deme, Hep Ara
Şu Zamanda Akla Kurt Düşürmenin Önemi - 22/01/2023
.
Niyet Ettim Kırbaç İçin Namaz Kılmaya - 22/01/2023
Allah Dışı Kaygılara Kulluk Ettirmek
Mutsuz İnsan Projesi - 21/01/2023
.
Ruhlarımızdaki Şeriat Çatışması - 19/01/2023
Şeriat Yok Diye Yanacak Yıyız?
 Devamı