• https://api.whatsapp.com/send?phone=05521012184
  • https://www.twitter.com/@kifsamer
  • https://www.instagram.com/psikologizzetgullu
  • https://youtube.com/@psikologizzetgullu
Algı Tamircisi
www.izzetgullu.net
ZORLA HASTALIK DAYATAN BİR SAĞLIK SİSTEMİ
22/10/2013
Hastanemizde yedi küsur psikolog var. Hiçbirisine direkt başvurulamıyor. Önce psikiyatriye gidilecek, önce hastalık etiketi yapıştırılacak; ilaç denilen yasal uyuşturucu (antidepresan) illa ki alınacak!

Sonra uzman hekim şayet gerekli görürse psikoloğa yönlendirilecek! Ki bu oran yüzde beşler seviyesindedir. Ayrıca bu tamamen ilgili profesyonellerin kişisel uhdesine havaledir. Kimisi numune kabilinden tek bir kişi bile göndermeyebilir! Bunun hiç bir mesuliyeti vs. de yoktur! Çünkü onlara göre ruhla ilgili hemen her sorunun, hatta bırakın hastalığı sorun olmayan durumların bile yegane sağaltım ajanı ilaçtır.

Yani psikiyatriye başvurmak zorunda bırakılan her yüz kişiden demek ki yüzde beşinin psikoloğa ihtiyacı var! Hani psikoloğa ihtiyaç duyan herkesin psikiyatriye ihtiyacı olmayabilir; bunu anlarım. Lakin psikiyatriye başvuran kişilerin psikoloğa nasıl ihtiyacı olmaz; bu çok ilginç!

Yıllardır değişmeyen bu uygulama; sorunlara karşı korumak yerine hastalıktan nemalanma anlayışına çanak tutuşumuzun en bariz göstergesi olsa gerek!

Sektör her sorunu hastalık görmeyince yapamıyor! Sektör ilaçsız bir sağaltımı sevmiyor. Ya iyice beklenilecek; iyice hasta olunacak yahut hasta olmadan da gidilecek ve mutlaka ilaç alınacak! Tüm koşullar bu sonuca hizmet edecek şekilde kurgulanmış!

"Biraz dertleşmek istiyorum" diyen kişiler bile önce hekime gidiyor; önce bir major depresyon etiketi vs. yiyor; sonra gelirse geliyor önümüze! Evet şayet gelirse. Çoğu gelemiyor!

Psikiyatriye gidip de teşhis almayan adeta yok gibi. Bu akla, mantığa, eşyanın tabiatına ve doğal akışa aykırı durum yıllardır bir kez olsun sorgulanmıyor.  Buralara bir kez bile başvurmak artık hasta olmanın en temel kriteri olmuş! Başvurulmuşsa mutlaka hastalık vardır! Başvuru gizli DSM kriteri olmuş; bu ön yargı da gizli hekimlik anlayışı haline gelmiş sanki!

Bu, sadece hastanemize has bir durum değil; ülkemizdeki genel bir uygulama. Yıllardır bu bozuk sisteme tek çivi çakılmadı! Hastanemizdeki uygulama ülkemiz genelindeki resme göre nispeten daha iyi durumda!

Oysa bırakın ruhsal sorunlardaki artışı vs; bedensel hastalıkların bile çoğu zaman altından ya stres çıkıyor ya başka psikolojik faktörler! Psikiyatrik sebepler değil; algı vb psikolojik faktörler çıkıyor. Çoğu doktor ya kendi kendinin doktoru ol diyor yıllardır hastalarına yahut evin yansa dönüp de bakma... Ama kimse, "Git de bu işin yolunu - tekniğini öğren; psikologa sevk diyorum" demiyor. Birkaç soru sor, hemen bir teşhis koy; anında ilaç ver...

Bütüncül olması gerektiği halde indirgemeci işleyen sağlık gaspının adı tedavi olmuş! Sonra sonuç: Hastane sayısı artıyor ama hasta sayısı azalmıyor. Sorunlar uzman sayısı ile paralel çoğalıyor!

İnsanın yüzde ellisi psikiyatri değil; psikoloji. İnsan sadece doku ve organ yığını bir varlık değil çünkü. Psikoloji yine de psikiyatrinin güdümünde, yine hak ettiği değeri görmüyor. Tüm sorunların esas başı olan bu alan hep göz ardı ediliyor. Oysa herkes psikoloğa ulaşabilmelidir; psikiyatriye başvurular nadir olmalıdır! Çünkü hasta ve hastalık nadir bir olgudur normalde!

Ama sistem herkese hasta gözüyle bakmayı istiyor, bu sebeple sürekli ve sadece hastalık algısı dayatıyor. Belki de bu yüzden sağlık hizmeti verilen yerlerin adı "şifahane" değil de "hastahane"dir; kimbilir!

Sistem ilaçsız, bitkilerle yahut sırf psikoloğun bedava çenesiyle vs. alınacak sonuçları tercih etmiyor. Çünkü psikoloğun çenesini paketleyip toptan satamıyor.

Beden sağlığında önce pratisyeni sonra uzmanı tavsiye eden sistem sıra ruh sağlığına gelince anında çark ediyor; önce uzmanı sonra (o da nadiren, göstermelik olarak) psikoloğu doğru biliyor.

Ruhsal yahut bedensel hemen her sorunda algıların, duyguların, bakış açılarının, düşünce biçimlerinin vs. büyük rolü var ama her vaka psikologla asla buluşamıyor! Sistem yanlışa göz yummuyor sadece; bu yanlışı yıllardır bizzat dayatıyor! Böylece bu yanlış işleyişe mahkum ediyor milleti!

Psikolojik sıkıntılara doku / organ hastalığı gözüyle bakılıyor. Her şey değişiyor lakin bu anlayış bir türlü değişmiyor. Bu konuda anlaşılması güç öyle bir direnç var ki! Bu direncin usta analistlerce iyice analiz edilmesi gerekiyor bence!

Yıllardır her soruna, "Koy iki dakikada hastalık etiketini, ver ilacı sadece; yolla evine" işleyişiyle yaklaşılıyor.

Yıllardır bu sistem hep böyle işliyor!

Ülkede süreç böyle işliyor; lakin bakanlık bünyesinde devasa bir ruh sağlığı dairesi ve onlarca personel bulunuyor!

Bu birim yıllardır ne yapıyor; merakediyorum! 

"Ağır" (bu arada bir durumu doğru tarif etmeye ağır vs. denilir bizim ülkemizde. Olgulara değil de onu anlatan sözcüklere kızılır. Bizim ülkemizde bazı gerçekleri hakkı olan sözcüklerle tanımlamak ya ağır bulunur ya hakaret olarak görülür)  laflar etmeyince ölü toprağı savrulmuyor. Amacım kuru eleştiri değil; ölü toprağını serpmek üstümüzden. O yüzden meşhur sözümü burada da tekrar edeyim:

Sağlık alanında nice kişiler var ki aslında onlar hiç yoklar! Ve onların çoğunun yarın yatacak yerleri de olmayacak! 



3723 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Birkaç Fikri Kırıntı - 26/12/2023
Sabahın beşinde
LAİKLİK DİNSİZLİK MİDİR - 24/12/2023
.
Yerli Selefiler Milli Robot Yapmış - 03/02/2023
Hatalı Kandil Algısı - 26/01/2023
Kandil Var mı Yok mu?
Son Risale Dersi - 23/01/2023
Buldum Deme, Hep Ara
Niyet Ettim Kırbaç İçin Namaz Kılmaya - 22/01/2023
Allah Dışı Kaygılara Kulluk Ettirmek
Şu Zamanda Akla Kurt Düşürmenin Önemi - 22/01/2023
.
Mutsuz İnsan Projesi - 21/01/2023
.
Ruhlarımızdaki Şeriat Çatışması - 19/01/2023
Şeriat Yok Diye Yanacak Yıyız?
 Devamı